Türk milletinin şeref ve zaferlerle süslü muhteşem tarihi içindeki en büyük zaferlerden birisi de hiç şüphe yok ki İstanbul’un fethidir.
29 Mayıs 1453 tarihi, tarihimizin en önemli yüz akı, en büyük şeref levhasıdır. Fetih ile bir çağ kapanıp yeni bir çağ açılmış, köklü medeniyetimiz insanlık tarihine damgasını vurmuştur.
29 Mayıs 1453 tarihi, bizim tarihimizde olduğu kadar dünya tarihinde de bir dönüm noktasıdır. Fetih, yalnızca bir dünya kentinin el değiştirmesi gibi basit bir olay olmayıp, ortaya çıkardığı neticeleri bakımından devrin ve sonraki yüzyılların küresel dengelerini bozarak, Türk milletine yeni bir ufuk açacak politik, ekonomik, psikolojik, askeri bir sıçramadır.
Bu tarih İstanbul’un fetih tarihidir.
Kazanılan bu zaferle Türk’ün gücü ve zekâsı bir kez daha tüm dünyaya kanıtlanmıştır. Bu tarih Türk’ün askeri dehasını dünyaya bir daha tanıtması açısından da önemlidir.
Bu tarih, Türk’ün büyük medeniyet olarak dünyaya boy gösterdiği yüce bir burçtur. Üstün dehası ile genç yaşta İstanbul’u fetheden büyük komutan ve devlet adamı Fatih Sultan Mehmet Han, fetihten sonra gösterdiği adalet ve hoşgörüsüyle de tarihteki eşsiz yerini almıştır.
Fetih; aziz milletimizin yüzyılları aşan milli hedeflerinin, inancının, imanının ve sabrının kılavuzluğunda gerçekleşen destansı eser ve sonuçtur. Hem milli tarihimiz hem de dünya tarihi için bir dönüm noktası olan İstanbul’un fethi için Peygamber efendimiz ( S.A.V.) de “O’nu Fetheden ne büyük kumandan, O’nu Fetheden ne büyük asker” şeklinde önemsemiş, müjdelemiş ve övmüştür.
Bu duygu ve düşüncelerle, fethin 563. yılını kutluyor, İstanbul’u bir Türk toprağı haline getirerek, tarihe damgasını vurmuş olan, İstanbul’u bir Türk-İslam kenti yaparak çağı değiştiren, Dünya’ya yeni bir başkent armağan eden başta büyük hükümdar, Fatih Sultan Mehmet Han’ı minnet ve şükran ile anıyor, vatan uğruna canlarını feda eden tüm şehitlerimizi, kahraman ecdadımızı rahmetle yad ediyor, hepsine Cenab-ı Allah’tan rahmet diliyorum.